Thursday, March 22, 2007

GOT MP3

1 Mart 1993 tarihinde kaydedilmis bir 200 sarkilik demonun 33 tanesini sizlerle paylasiyoruz simdi. Moribund Youth grubunun noise projesi olarak kayitlarimiza gecmisti. Buyrun tum sarkilarin mp3leri:
(upload by bastardbrothers)

http://www.archive.org/details/GotTape

Tuesday, March 20, 2007

SAYKOPATPORTAKAL FANZIN

Ankarali fanzin Saykopat Portakal'in ilk 3 sayisindan bir kuble geliyor sizler icin okuyucular, buyrun(ustunu tiklarsaniz fotolar buyuyor ve okunabiliyor):
TESEKKURLER SAYKOPATPORTAKAL CREW !

KAPAK


ICERIK











MALAZLAR MP3




Ankara cikisli DIY punk-hardcore-garage grubu Malazlar grubunun mp3lerin linkini veriyoruz. (Upload by Malazlar Crew)
www.myspace.com/malazlar
Tikla

Saturday, March 17, 2007

LESH DEMO

Istanbullu anarko punk grubu Lesh'in demosu "Les Gibi"yi sizlerle paylasiyoruz. Demoyu upload eden boktannick adli arkadasa tesekkurler. Kapak ve tracklist yakinda koyulacak.

http://rapidshare.com/files/13794062/le__351__-_le__351__gibi.rar.html

Ayrica yuzde doksani safsata olan turkpunk adli sitede yararli bir upload topigi var. Turk punk gruplarinin mp3leri icin onu da ziyaret edebilirsiniz.

http://www.turkpunk.com/ltopic,4755,0,asc,0.html

2/5 BZ (yeni upload)

serhat koksal'dan yeni uploadlar:
kisisel not: cok tesekkurler serhat abi!!




Wednesday, March 14, 2007

CHANGE OF PLANS EP

Istanbullu deneysel indie grubu Change of Plans'in "Anybody is who" isimli EP'sinde yer alan 4 parcanin download linkleri. Buyrun:
Kisisel Not: Inanilmaz sarkilar !!


Change of Plans- "Anybody is who" EP
1- Maket Gemi Koyu MP3
2- Iki MP3
3- Igloo MP3
4- Nazisong MP3


Alakali link : www.myspace.com/changeofplansist

FREKANS

Istanbullu bagimsiz indie kollektifi Frekans'i tanitan kucuk bir yazi:

"Frekans, Istanbul'da dogan ve giderek Türkiye'nin diger buyuk kentlerine yayilmakta olan deneysel bir hareket ve bir müzik dalgasidir. Frekans, Istanbul'da müzik yapan 11 grup tarafindan kurulmus bir olusumdur. Su an diger kentlerle birlikte 20'den fazla uyesi vardir. Kurulus amaci gruplarin afis, tanitim ve konser düzenleme acisindan daha iyi organize olmasini saglamak ve böylelikle ürettikleri müzigi daha fazla insana ulastirabilmelerine yardimci olmak; simdiye dek yaptiklari kayitlari biriktirmek, arsivlemek; daha iyi sartlarda yeni kayitlar yapmalarina imkan saglamak; arsivde yer alan görsel ve isitsel ögeleri yayimlayarak dinleyiciye ulastirmaktir. Frekans'in orta ve kisa vadede hedefi bünyesindeki gruplarin üretimlerinin (sarki, konser, afis, vs.) kayit altina alinmasi; her bir grubun ve konser tarihlerinin ortak afisler yoluyla daha fazla kisiye duyurulmasidir. Uzun vadede ise olusturacagi yeni dalganin üretimlerini yayimlayacak bir plak sirketine dönüsmektir.
Bize ulasmak ve demo edinmek isteyenler icin adres: "Caferaga Mah. Bahariye Cad. Sair Latifi Sok. Safak Apt. 25/2 Kadiköy", tel. 0216 414 11 01"


Kollektifteki gruplar:
Dinar Bandosu, DDR, Ars Longa, Not since the illness, Medialuna (sepia), Dus Macunu, HIS, Sessiz Sinema, Grangulez, Bedroomdrunk, Fungu, Kirik Cizgi, Mai, Rumblefish, Kim ki o, Proudpilot, Cin Dugunu, OTR, Garajda.

Frekans ile ilgili NTV'de yer alan haber:

GARIP ADAMLAR-yeterse yeter.do it yourself-

Ankarali do it yourself etigine bagli indie kollektifinin kucuk bir tanitim yazisi var asagida. Memlekette bu tip diy olusumlarin artmasi temennisiyle. Garip Adamlar'a kolay gelsin.

" Garip Adamlar, yeterse yeter do it yourself diyerek yola çikan birkaç insandan olusan bir olusumdur. Bu olusumun birincil amaci post-punk, punk-rock, post rock, indie rock, deneysel, elektronik müzik icra eden ve sadece cover icra etmeyen yerel gruplari sahneye tasimak ve potansiyel kitlesiyle bulusturmaktir. Olusumun ikinci ve son amaci rock'n rolldur. "

Kollektif ile alakali linkler :

www.myspace.com/garipadamlar
http://www.flickr.com/photos/garipadamlar/
http://garipadamlar.blogspot.com/

DOGU ALMANYA VIDEO

Istanbullu indie grubu DDR'den bir kac video:

Kisisel Not: Klas grup !!


DDR- "Alan Arastirmasi"


DDR- "Yirmi Yarda"

LESS VIDEO

Izmirli punk grubu Less'in ilk donem halinden bir video var sirada. Grup tekrar toplandiktan sonra eski cizgisini pek devam ettirdigi soylenemez ama yine de guzel :

Less Gitar bar-2001 Istanbul Konserinden Bir Video (268#2 de bu konserle ilgili bilgiler bulabilirsiniz...)

NOT MADE IN CHINA VIDEO

Istanbullu punk grubu Not Made In China'dan iki video:

NMIC- "California Uber Alles"


NMIC- "Ekstra Biyiklar"

OFISBOYZ VIDEO

Istanbullu punk grubu Ofisboyz'un videolari :

Ofisboyz- "Madem ki Turksun"




Ofisboyz- "Everywhere we go" (discipline cover)




Ofisboyz- "Besiktas"

SABUN VIDEO

KentCoda grubunun vokalisti Ogunc'un eski grubu. Sahane bir sarki:

Sabun- "Delikanli"

THE AYILAR VIDEO

Grubun adi The Ayilar mi A.Y.I.L.A.R mi Ayilar mi bilemiyoruz. Tek bildigimiz diy punk etigine bagli son donemde cikan bir grup olduklari. Buyrun size Istanbullu oi punk grubunun videolari:


THE AYILAR- AYIP




THE AYILAR- KARSIYIZ SAVASA




THE AYILAR - KALLES

EXPLOITED ISTANBUL KONSERI VIDEO

Ingiliz punk grubu Exploited'in Istanbul konserinden cekilmis bir video:

KENT CODA VIDEO

Kent Coda grubu Almanya'da aktif olan bir emo grubu. Vokalist arkadas Turk oldugu icin bu Alman grupla Turkiye'dekilerin siki bir bagi var. Buyrun size Kent Coda videolari :

www.kentcoda.com
www.myspace.com/kentcoda

Kent Coda- "Happy Nation"



Kent Coda- "Radio"



Kent Coda- "Aliaga"

Dis Mihrak Fanzin-Kranch Roportaji

ONCE KISA BIR ACIKLAMA

Turkiye'de hardcore Moribund Youth ile basladi desek yanilmis olur muyuz? Olmayiz heralde. Ask It Why, Turmoil, Necrosis ve bir kac adet grup adi sayabiliriz bu kulvarda. Ama Moribund Youth grubundan sonra hardcore muzik ve altkulturune en buyuk katkilari Radical Noise ve Kranch yapmistir. Simdi sizlerle Kranch ile yapilmis bir roportaji paylasiyoruz. Roportaji Dis Mihrak adli Konya cikisli politik punk fanzini gerceklestirmisti. Buyrun okuyun:


VE ROPORTAJ

Crunch(Kranch grubunun eski adi) adına sorularımızı TOLGA Cevapladı.

Grubun kuruluşu, bugüne kadar yaptıkları, türü ve elemanları hakkında biraz bilgi verir misin? Etkilendiğiniz, sevdiğiniz gruplar hangileri?

Crunch, 95 kışında kuruldu. Aslında sıfırdan inşa edilmiş bir grup değil. Orkun ile ben zaten 91 yılından beri aynı gruplarda hardcore yapıyorduk (Violent Pop, Turmoil, Regorge, yan projeler: Coca Cola Is My God, Tokyo 2000…) Regorge’da şu anki basçı Enis de vardı. Black Flag, Articles Of Faith tarzı 80’s hardcore yapıyorduk. Birkaç konser verdik, yaklaşık bir yıl sonra da grup müziğinin bizi “kesmediğini“ anladık, yeni bir basçıyla birlikte Crunch’ı kurmaya karar verdik. 96 Ekim ayında Mastic Scum’la olan konserimizden sonra basçımız Bülent gruptan ayrıldı ve Enis’i tekrar aramıza kattık. Dokuz aydan beri de, albüm üzerinde çalışıyorduk.
Bugüne kadar Crunch olarak konserler ve bu albüm dışında başka bir faaliyetimiz olmadı.
Crunch genel anlamda bir hardcore grubu, fakat sanırım müziğimizi, daha doğrusu bir hardcore grubunu tanımlamak için “hardcore grubu” demek yetmiyor. Çünkü hardcore ülkeden ülkeye (Japan Hardcore, Scandi Hardcore…), hatta şehirden şehire (NY Hardcore, DC Hardcore) değişen kendine has özgünlüğü olan bir müzik türü. Bu bağlamda Crunch müziğini salt hardcore kalıplarına sokamasak da özellikle Amerikan hardcore’undan, 88 NYHC’undan ve Dischord gruplarından etkiler taşımakta. Fakat şarkı düzenleri açısından bu tarz hardcore gruplarına nazaran daha kompleks bir yapıya sahip.
Grup üç kişiden oluşuyor: Enis (bas-21), Orkun (davul-20) ve ben, Tolga (gitar/vokal-21) Üçümüz de üniversite öğrencisiyiz.
Hardcore olarak üçümüzün de sevdiği ortak gruplar Born Against, Citizens Arrest ve No Comment. Müziğimizde de bu grupların etkileri oldukça çok. Hepimizin 8-9 yıllık bir hardcore, punk temeli olsa da, bu üç grup dışında etkilendiğimiz, dinlediğimiz, sevdiğimiz gruplar, müzikler oldukça farklı. Fakat bunu “geniş bir müzik yelpazesine sahip olduğumuzu” söylemek için söylemiyorum. Yaptığı müzikte hiçbir orijinallik, özgünlük olmayan insanların çıkıpta “biz aslında çok farklı şeyler dinliyoruz” deyip de aklı sıra “farklı”, müzikal anlamda “aşmış” görünmek gibi bir niyetimiz yok! Enis, Morphine, Nick Cave gibi benim için tahammül ötesi sayılabilecek şeyler dinliyor. Orkun new wave, electronic, post punk dinliyor (New Order, Depeche Mode, The Cure gibi) Bense Çağdaş Türk, Kürt Halk Müziği dinliyorum (Kızılırmak’tan Erol Parlak’a, Gezal U Delal’den Şehriban Kurdi’ye kadar herşey…) Birbirleriyle uyuşmayacak, uzlaşamayacak, ortak bir noktada birleşemeyecek müzikler dinlesekte, içinde yaşadığımız barut ve kan kokusunun hiç geçmediği, acıların ve gözyaşlarının hiç dinmediği bu ülkede olup biten tüm olaylara, haksızlıklara…kısacası sisteme olan ortak öfke ve nefretimizin bizi birleştirdiğine ve Crunch’ın da, bizi birleştiren bu noktanın müziğe yansıması olduğunu düşünüyorum. Crunch müziğindeki hız, sertlik, gürültü, kaotik yapı kesinlikle bir müzik tarzının gereklilikleri değil. Bunlar tamamen mücadeleci, direnişçi, taviz vermeyen, muhalif yanımızın, sisteme karşı olan şiddet yanlısı tavrımızın müziğe yansıması olduğunu düşünüyorum. Sonuçta bu yansımayı hardcore formları içerisine sokmak mümkün. Hardcore sınırları oldukça esnek bir müzik ve bu konuda bizi yeterince özgür bırakıyor.

Besteler ve sözler kime ait?

Sözler bana ait. Şarkıları da bir iskelet halinde gruba ben sunuyorum, ortak katkılarımız sonucunda da, şarkılara hayat veriyoruz. Bazen sadece bir ritmden esinlenerek bile ya da doğaçlama olarak da şarkı yapabiliyoruz. Zaten Crunch’da doğaçlamanın büyük bir yeri var. Konserlerimizde doğaçlamaya oldukça büyük bir yer ayırıyoruz. Ayrıca albümümüzün son parçası ile cd’de yer alan artı iki şarkı doğaçlama olarak kaydedildi. Sadece cd’deki iki parça için sonradan üzerlerine vokal eklendi.

Lirikleriniz ne üzerine?

Şarkılarımızın hepsi politik, politik bir grubuz. Fakat bu bir “trend” ya da öyle olması “icap ettiğinden” dolayı değil. Bu gerçekten de politik bir kimliğe, politik bir karaktere sahip olmamızdan dolayı kaynaklanıyor. Gerçi diğer elemanlar benim gibi uç bir noktada yer almaktan kaçınsalarda, “politik grup” olmaktan dolayı biraz rahatsızlık duysalarda, kesinlikle apolitik değiller. Şarkı sözlerimiz, birebir Türkiye’de yaşadığımız olaylarla ilgili. 15 yıldır Kürt toplumuna karşı sürdürülen iç savaş, etnik kültürlerin asimileştirilmesi, Türkleştirilmesi, yok edilmesi, muhalif insanların sindirilmeye çalışılması, zindanlara tıkılması, zindanlarda öldürülmesi, gözaltında kaybedilmesi, yargısız infazlarla katledilmesi, açlık grevleri, ölüm oruçları, şarkıların genel konularını oluşturuyor. Yani anlayacağınız, ölüm, acı, gözyaşı, karamsarlık ayrıca bu olumsuzluklara karşı direnebilmek için öfke, nefret ve umut. Fakat bunları dile getirirken alışagelmiş slogancı sol bir söylemden özellikle kaçınmaya çalışıyoruz. Bir çözüm yolu getirmiyoruz veya tüm bu olumsuzlukların aşılabilmesi için mücadele edilmesi gerektiğini söylemiyoruz. Bu olaylara karşı olan salt nefretimizi, öfkemizi bazen kara mizahi bir şekilde, bazen de oldukça sert bir şekilde dile getiriyoruz.

Grup elemanlarının politik görüşlerinde bir ortaklık var mı? Yoksa, bu konudaki uyum nasıl sağlanıyor?

Sözler tamamen bana ait olduğu ve bir bakıma grubun “sözcüsü” sayıldığım için grup politik bir yapıya bürünüyor. Diğer iki elemansa, muhalif bir yapıya sahip olmalarına rağmen, grubun salt politik bir grup olarak bilinmesinden rahatsızlık duyuyorlar. Orkun için işin müzik yönü çok çok daha ağır basıyor. Enis de, anti otoriter bir kişiliğe sahip olmasına rağmen, grubun salt politik görünüşünden rahatsızlık duyuyor. Yine de bu konuda büyük bir tartışma yaşamadık; tabii bunda şarkı sözlerinin İngilizce olmasının da etkisi büyük.

Kasetinizle ilgili biraz bilgi verir misin? (Çıktığı şirket, kapak, kayıt, şarkılar vs.)

Albüm Kod Müzik’ten çıktı. Kaset ve cd formatında yayınlandı. CD’de kasetteki şarkıların yanı sıra artı iki tane parça yer alıyor. Bu iki parça fikri, albüm kayıtları sırasında ortaya çıktı ve kaset formatına şarkı uyumu, şarkı sıraları açısından uymadığı için sadece cd’de yer almasını uygun gördük. Yoksa albüm daha çok satsın diye değil!
Kayıtları Açık Radyo’da, kiraladığımız bas amphisi, davul ve arkadaşlardan ödünç aldığımız gitar, bas, gitar amphisi ve pedallarla yaptık. Anlayacağınız söz ve besteler dışında hiçbir şey bize ait değildi! Yine de bu şartlar altında en iyisini yaptığımızı düşünüyorum. Bu da tabii ki, albüm kayıtlarını yapan Ahmet Özgür ile mix ve mastering’i yapan Bülent Timuroğlu’nun sayesinde oldu.
Kaset ve cd tasarımları bana ait. Fakat bunların bilgisayara aktarılmasında ve bazı teknik konularda aynı zamanda Kod Müzik’in de grafik işlerini yapan Serdar Beyaz ile birlikte çalıştık.
Bu arada önemli bir nokta da, albümün tüm masraflarının Kod Müzik tarafından finanse edilmesiydi. Türkiye gibi hardcore “piyasası”nın neredeyse olmadığı bir ülkede, bir hardcore grubuna “yatırım” yapmak bence deliliktir!

Grubunuzun yurtiçi ve yurtdışı bağlantıları ne alemde?

Sevgili yurdumuzda neyin ne durumda olduğunu hepimiz gayet iyi biliyoruz. Hardcore müziği yapan, bu müziği dinleyen, fanzin çıkartan, fanzin okuyan insanlar oldukça az. Bu yüzden, bu faaliyetlere ilgilenen çoğu kişiyle bir şekilde temasım, bağlantım var. Fakat aramızda, az olmamızın getireceği bir bağ, muhalif (olması gereken!) gücümüzü birleştirecek bir duygu, düşünce alışverişi olduğunu düşünmüyorum.
Yurtdışında da, albümümüzü lisanslayabileceğimiz, plak formatında basabilecek, dağıtabilecek şirketlerle, DIY distrolarla, grubu ve albümü tanıtabilecek dergi ve fanzinlerle bağlantım var. Bunun dışında yurtiçinde ve dışında, grubun dışında bulunduğum diğer konumlardan dolayı olan kişisel bağlantılarım var.

Crunch neden bugüne kadar yeraltı ya da “yerüstü” herhangi bir röportaj yapmadı?

Crunch olarak üçümüz de, Türkiye’deki hardcore’un ve fanzinlerin başlangıcıyla birlikteki tüm süreçleri takip etmiş, içinde yer almış ve gelişmesine önemli şeyler katmış insanlarız. Açıkçası bizi tanıyan hiçbir kimse bunu inkar etmez. Fakat alternatif bir iletişim aracı olan fanzinlerde ikitelli medyasını aratmayan seviyedeki röportajlarda, insanların ahkam kesmeleri, egolarını tatmin etmeleri, bu insanların ilahlaştırılması, alanlarında “tek”, “en iyi”, “bilirkişi” olarak gösterilmeleri ve bu tip anlamsız bir “hiyerarşi” yaratılması açıkçası bizi grup olarak oldukça rahatsız ediyordu (hala rahatsız ediyor!) Bizim varlığımız hep yok sayıldı. Bizse, bu insanlarla, fanzinlerle ağız dalaşına girmektense konuşmamayı tercih ettik. Biz insanların röportajlarda değil, ürettikleriyle varolmasından yanayız. Bundan dolayı şu ana kadar ne albüm süreci öncesi Crunch, ne de diğer gruplarımız veya aktivitelerimiz hakkında herhangi bir dergiyle röportaj yapmadık (kardeş fanzinler arası paslaşmaları saymazsak!)
Albümümüzün çıkacak olması ise, albümü tanıtmak açısından birkaç dergiyle röportaj yapma ihtiyacı doğurdu. Fakat ne yazık ki (!) bizimle röportaj yapan ilk dergi siz değilsiniz! Alman-İngiliz ortak yapımı Interpol Times dergisi bizimle bir röportaj yapmıştı. Ayrıca şubat ayı ortalarında Açık Radyo’da bir müzik programına katıldık.

HC ahlakı sizin için ne ifade ediyor? Sence Türkiye’de bu etiğe uygun grup var mı? Türkiye’de olması gereken DIY piyasası için bu işin en iyi
uygulandığı yerlerden, olması gerekenler için örnekler verir misin?


Kişisel cevabım; hardcore ahlakı benim için açıklık, muhaliflik, güçlü bir politik bilinç, egemen kültüre karşı alternatif yaşam tarzı, başlı başına bir altkültür, ticari anlamda amatörlük, özgünlük…sanırım daha birçok şey sayabilirim. Aynı şekilde fanzin kültürü için de aynı şeyleri söyleyebilirim. İkisinin de içeriği, amaçları aynı, kullandıkları araçlar farklı.
Zaten sayıları ikiyi, üçü geçmeyen yerli hardcore gruplarını “etiksizlik” ile suçlamak istemiyorum. Gerçi az olmak, eleştirilemez anlamına gelmiyor; ancak Türkiye sadece hardcore açısından değil, her alanda bir etiksizlik, kültürsüzlük, içi boşaltılmışlık yaşıyor. Bu bağlamda hardcore adına da aynı sorunu yaşamamız doğal. Etiksizlik konusunda hardcore gruplarını suçlamasam da, eleştirmesem de, sadece hardcore, punk ya da fanzin kültürü açısından değil, kendini altkültürlerin bir parçası olarak gören insanları, siyasi muhalif yapıdan yoksunlukla, aktif politik olmamakla, teslimiyetçilikle, sindirilmişlikle, apolitiklikle suçlayabilirim. Bu yüzden insanların tutarlı bir etiğe sahip olmasını bekleyemeyiz. Ayrıca bu altkültürler içerisinde “yer edinen” insanların genelde maddi durumlarının iyi olması, yaşadıkları maddi konformizm kendilerini apolitize eden, etiksizliştiren, başka “alem”lere götüren önemli bir diğer etken.
DIY yurtdışında sadece ticari anlamda bir “piyasa” değil, aynı zamanda bir yaşam tarzı, bir hayat görüşü (işgal evleri, komünler, bağımsız plak şirketleri, distrolar, klüpler…) Ayrıca bu “gavurlar” politik yönden de oldukça aktifler. Anti-faşist gösterilerde, 1 Mayıs’ta, “özel günler” deki eylemlerde, hayvan hakları, çevre kirliliği ile ilgili gösterilerde hardcore, punk gibi altkültürlerin “mensuplarının” hep ön saflarda yer aldığını görüyoruz.
Biz de, bizim “altkültürcüleri” kitlesel ve etkin bir şekilde eylemlerde, 1 Mayıs’larda gördüğümüz zaman etik konusunda tartışabileceğiz.

Sence underground DIY piyasası kendi içinde sıkışıp kaldı mı? Yoksa yeterince insana ulaşabilmekte mi?

Underground, do it yourself (kendin pişir, eşe dosta yedir) hardcore,punk’ın amacı hiçbir zaman çok büyük kitlelere ulaşmak olmamalı. Ulaşmaya çalıştığı zaman, muhalif gücünü kaybedeceğine, sistemin çarklarına takılacağını düşünüyorum. Bir zamanlar DIY etiğini savunan, sahiplenen, kesinlikle taviz vermez dediğimiz Extreme Noise Terror, Total Chaos gibi grupların şu an nasıl bir konumda olduğunu, takip edenler bilir. Bu arada, muhalif gücünü -doğru- kullanarak “büyük kitlelere” politik yapısından, müzikal yapısından taviz vermeden “ulaşan” gruplar da var (Dead Kennedys, Crass gibi) Açıkçası insanlara ulaşmak konusunda DIY piyasanın kendi içinde sıkışıp kaldığını düşünmüyorum. Fakat müzikal anlamda özgünlüğünü yitirdiğini, etiksel anlamda kısırlaştığını, bu anlamda kendi içinde sıkışıp kaldığını söyleyebilirim.

Eğer Crunch büyük bir plak şirketiyle anlaşma imkanı yakalasa ve propagandasını büyük kitlelere yayma imkanı bulsa, bunu kullanır mı? Yoksa, yeraltı kalmayı mı tercih eder?

Aslında bu soruyu biraz açmak gerek. “Büyük bir plak şirketi”nden kastın multinasyonalist bir şirketse, örneğin Epitaph, Roadrunner, hayır. Fakat, büyük bağımsız, alternatif plak şirketlerini kastediyorsan, Alternative Tentacles, Dischord gibi, cevabım evet.
Açıkçası, amaç politik propaganda yapıp, büyük kitleleri bilinçlendirmekse, büyük plak şirketleriyle çalışmak, çok satmak yetmez. Multinasyonalist bir şirketle çalıştığınız zaman, ancak onların çizdiği çizgiye kadar “ajitasyon” yapabilirsiniz. Kendileri için bir “tehdit” ya da rahatsızlık oluşturmaya başladığınızda zaten sizinle çalışmazlar. Ayrıca eleştirdiğiniz, karşı olduğunuz sistemin, çarklarından birine para kazandırmak, çarkını yağlamak traji-komik bir durum olurdu.
İletişim, propaganda, ajitasyon konusunda müzik güçlü bir silahtır, önemli olan neyi nasıl kullandığınız, silahı kime doğrultuğunuzdur!
(Bu arada “F.E. modunu” kesinlikle destekliyorum.”F.E. modu”na geçen fanzincileri görüyoruz. Yakında “F.E. modu”nun ne olduğunu anlarsınız!)

Gelecekle ilgili planlarınız neler?

Crunch olarak bir albüm daha yapmak istiyoruz. Fakat bu tabii ki ilk albümün ilgi görüp görmemesine bağlı, çünkü bizim tek başımıza bir albümü finanse edebilecek maddi gelirimiz yok. Eğer bu albüm satışlar açısından başarılı olursa, yine Kod Müzik’ten bir albüm daha yaparız.
Fakat en azından 98 sonuna kadar Crunch olarak yeni birşey yapmak istemiyoruz. Çünkü gerçekten çok yorulduk. Bir süre sadece konserler, mektuplar ve promosyonla uğraşmak istiyoruz.
Bunun dışında, gelecekle ilgili kişisel beklentilerimiz oldukça farklı. Crunch’ın kadro açısından sağlam bir temeli olduğu söylenemez. Arkadaşlık ilişkilerimiz iyi, fakat hepimizin de dinlediği, etkilendiği, yapmak istediği müziklerin birbirinden farklı olması hepimizi gelecekle ilgili farklı noktalara itiyor.
Orkun, uzun zamandan beri, Crunch’ın eski basçısıyla birlikte new wave tarzında müzik yapıyor, aynı şekilde devam eder herhalde. Enis’inse müzikten beklentilerinin olduğunu zannetmiyorum. Ayrıca kendini hardcore yapmak için oldukça yaşlı görüyor!
Benimse müzikal anlamda gelecekle ilgili planlarım, bir yandan Crunch’ı sürdürmek, öte yandan Kürt Halk Müziği yapmak (hardcore ile Kürt Halk Müziği arasında ortak birçok nokta olduğunu düşünüyorum; müziğin yalınlığı, melodi yapısı, parça düzeni, ritmler açısından…Örneğin Rojbaş Gerilla ya da Şivan Perwer’den Leyla gibi şarkıların hardcore kalıpları içerisinde rahatlıkla yorumlanabileceğini düşünüyorum!)

Türkiye’de çıkan fanzinler hakkında ne düşünüyorsun?

Hardcore gruplarında olduğu gibi, fanzinler arasında da gerçek bir bağ yok. Bu kadar az olmalarına rağmen aralarında bir bağ olmaması, fotokopiyle çoğaltılan hemen hemen tüm dergilerin fanzin olarak adlandırılmasından dolayı kaynaklanıyor. Bir aralar fanzinler, fotokopi dergiler oldukça çokken, “fotokopi dergi mafyası” bir bakıma fanzinleri birleştirici, onları ikitelli gazabından koruyabilecek bir güç olmasına rağmen çoğu fanzinci, okuyucu, dışarıdan burnunu sokan medya yavşağı tarafından, sizinde yaptığınız gibi farklı yerlere çekildi, farklı yorumlandı.
Eskiden laf atılacak, küfür edilecek, okunacak, yorgan altında, yastık altında saklanacak birçok fanzin vardı. O zamanlar fanzin alırken ayrım yapabilir; sadece okumak istediklerimi alırdım (anlattıklarım sizlere 10-20 yıl öncesini anlatıyormuşum gibi gelmesin!!!, 3-4 yıl önceki durumdan bahsediyorum!) Artık çıkan tüm “fanzinleri”, aralarında küfür edilecekleri çoğunlukta olsa da, yakında “tarihsel bir değeri” olacağına “inandığım” için alıyorum, arşiv yapıyorum (insanlar gün geçtikçe daha da bireyselleşmesine, daha da kendi iç dünyasına çekilmesine rağmen, bireysel bir “hamle” olan fanzin çıkarma “geleneği” yavaş yavaş sona eriyor; çıkanlar da zaten bildiğimiz fanzinler) Tabii edebiyat, rock, metal “fanzinleri”, ikitelli-atlas kültürü arasında gidip gelen, samimiyetten uzak, ruhsuz, hangi safda yer aldığı belli olmayan Zem-gerzek, Dran, Aksak Kılavuz gibi dergimsileri satın almıyorum, okumuyorum.
Disguast, Gorgor, Güzel, Mondo Trasho gibi sevdiğim fanzinlerin (yapacak başka işleri olduğundan, söyleyecek sözlerinin kalmamasından, öküzlere saman vermeyi tercih ettiklerinden, mahalle fotokopicisinin kapanmasından dolayı…) artık yeni sayıları çıkmadığından, dönüp dolaşıp eski sayılarını okuyorum. Severek okuduğum diğer fanzinlerse, Eblek Hardcore(!!), %30…Ayrıca, bazı konular etrafında fazla dönüp dursanız da, çıkardığınız (ismini unuttum!) anarşist metal dergisini ve aktivitelerinizi zevkle takip ediyorum; aynen devam!

Son sözlerinle birlikte, şu kelimeler için düşündüklerini kısaca belirtir misin? (kaos, materyalizm, mao, marx, kadın, sanat, stalin, aşk, beze)

Sıkıcı sorular sormadığın için sağol! Umarım Crunch gibi gruplar, Dış Mihrak gibi fanzinler insanlar için birer “manifesto” olur da, biz de tekrar fanzinli, hardcore’lu günlerimize döneriz! Bu arada sana bir sorum ve senden bir isteğim var. Niye özellikle bu kelimeler hakkındaki düüncelerimi merak ettin?! Ayrıca senden, benim cevaplarımın altına bu kelimeler hakkındaki kendi görüşlerini eklemeni istiyorum!..

Kaos: Kaos denince anarşist kardeşlerimizin aklına ilk olarak neyin geldiğini, ayrıca yaratmak istedikleri ya da kendiliğinden olacak olan bu “kaos”un kaç bira seansından sonra gerçekleşeceğini merak ediyorum.

Materyalizm: Kastettiğin insan ilişkileri açısından materyalizmse, materyalist bir insan değilim.

Mao, Marx, Stalin: Amcaların benim için ne ifade ettiğini niçin sorduğunu biliyorum; fakat duymak istediğin cevabı vermeyeceğim. Mao, Marx, Stalin, Lenin (…) ile bir bağım var. Bu bağımı yaptığım ‘iş’lere de yansıtıyorum. Bu yüzden sizin gibi bazı mezhebi fevzacı muhterem gençler benim katı, otoriter solun savunucusu olduğumu düşünüyor olabilirler. Fakat aslında bu, “eleştirilemez”, “yargılanamaz” denilen düşüncelerin, “ikonlaştırılmış” kişilerin, kalıplaşmış jargonların, yine bu kültürün içinde yer alan fakat asla ihanet etmeyen ve etmeyecek bir insan tarafından yapılan ironisidir.

Kadın: İnsan varlığına bakışımdan farklı bir kadınlara bakış açım yok. Eşitlikçi bir insanım, seksist değilim. (bu arada, hardcore’un Türkiye’ye girmesiyle birlikte underground çevreye yerleşen “seksist-seksizm” kelimesini insanlar hep “seks düşkünlüğü” olarak algıladılar, oysa seksizm, kadın erkek ayrımcılığı demektir)

Sanat: Sadece “yaşadığım” daha doğrusu gördüğüm çevre, “içinde bulunduğum” “altkültür” açısından düşündüğümde, sanat denince, daha doğrusu sanatçı denince, güzel sanatlarda, akademide okuyan içi boş, dışı “marjinal”, “yanına yaklaşılamaz”, “erişilemez” insanlar, bienal-performans kabızları, atlas pasajı çocukları, engin Zen müziği dinleyicileri, kültçüler, kitschiler, eski anarşist bozması yeni che’ci “solcu” zanaatkarlar ve yazdıkça beni daha da sinirlendiren ve içimdeki şiddet duygularını kabartan birçok şey geliyor aklıma.

Aşk: Aşkı yaşamayı seven bir insanım, fakat aşk kelimesi de “sanat” kelimesi gibi sevmediğim kelimelerden biri. Aşk denince aklıma hep, “Yaşasın Anarşi, Yaşasın Aşk” ya da “Aşkın ve Devrimin Partisi”ndeki aşk kelimesi geliyor. Buralardaki “aşk”ın aşktan çok cinsel ağırlıklı olduğunu düşünüyorum. Bu sözleri ilk söyleyenlerin büyük olasılıkla böyle bir “amaçları” yoktu! Fakat özellikle yeni jenerasyon anarşistler ile legal parti solcuları tarafından aşkın bu tarafa çekildiğini görüyorum.

Beze: Beze denince aklıma “kan kusmak sırası sizlerde şimdi, korkak köpekler!”, Güzel mecmuası, beze çıkartmaları, “maaşallahlı” roland, 23 Nisan Konseri, Serhat ve konserlerde yaptığımız “haydi durma koş, zıpla çoş” beze dansları geliyor. Beze denince aklıma gruplar, fanzinler, konserler açısından en güzel ve en dolu günleri yaşadığımız 1994-1995 yılları geliyor.

DIŞ MİHRAK KENDİ CEVAPLARINI EKLİYOR !
Tolga’nın verdiği cevaplar beni oldukça tatmin etti. Söylediği nin aksine beklediğim cevapları aldım diyebilirim.
Bu soruları sormamın sebebi az buçuk Tolga’nın çizgisini tanıyor olmamdı. Soruların diğer kısmı ise başka insanlara da sorduğumuz ,hayatımızda önemli yer tutan olgular. Aşağıdaki cevaplar sayfa sıkıntısı yüzünden yeterince tatmin edici olmadı. Ama elimden geldiğince sorulara açıklık getirmeye çalıştım. Okuyun bakalım...

KAOS: Tolga’nın bu konudaki merakını maalesef ben yenemem. Bu konuda yardımcı olacaklar malum. Mekanları da belli. Dış Mihrak olarak mümkün oluğunca bu arkadaşlarla aramıza mesafe koymaya çalışıyoruz. Zamanla bizi takip eden insanlar aramızdaki farkı anlayacaklar. Kaos hakkında düşündüklerime gelince : Kaos hayatın dengesi ve onun dışındaki, insan tarafından uydurulmuş tüm düzenlere ters bir düzendir –ki insanlık kendi uydurduğu sistemlere ters olduğu için Kaos’a düzensizlik diyip işin içinden çıkmıştır. Asıl düzensizlik insanların yetersiz beyinlerinden çıkmış olan sistemlerdir. İnsanlık işleri karmaşıklaştırarak tıpkı Mesnevi’deki; “ kendini engin denizlere yelken açmış kaptan sanan ama aslında at sidiğinin üstündeki saman çöpünde bir oraya bir buraya sürüklenen sinek” durumundaki zavallıya döner. Yani objektif bakış açısı (possitivism) insan ve evreni arasındaki bağlantıyı değerlendirdiğinde düzensizliğin aslında hakiki düzene gebe olan anlaşılırlığı üst düzey idrak isteyen bir harikulade yapı olduğu anlamına gelir. Haddini bilmeyen insan hem tüm insani sistemleri işkence haline getirir hem de bunu doğaya da yansıtarak herşeyi mahfeder. Kaos arayışı aslında yanlış anlaşıldığı gibi düzene karşı yıkıcı bir başkaldırı değil; kelimenin gerçek anlamıyla “insan” gibi yaşamayı hedeflemeyen insanımsılara karşı bir isyandır.

MATERYALİZM: Tolga’ya sorduğum soruda kastettiğim materyalizm insan ilişkileri açısından değil evreni ve varoluşu algılamayla ilgili materyalizmdi. Ben ise materyalist ve pozivitist değilim. Bilim ise bana oldukça aciz geliyor.

MAO,MARX,STALİN: Bu soruyu kısaca kısaca kestirip atmak zor. Her ne kadar düşüncelerine katılmasam da günümüzde asıl tartışılması gereken bu insanları izleyen dinazorlar ve onların düşünce tarzlarıdır. Eminim bu insanlar bugün yaşıyor olsalardı düşünceleri geçmişe oranla çok farklı olurdu. Ama ne yazık ki tecrübelerle dahi kanıtlanmış bazı gerçekler (devrimin özgürlükçü yöntemlerden çok otoriter yöntemlerle olamayacağı gerçeği gibi) bu sosyalist dinazorlar tarafından yadsınıyor. Asıl merak ettiğim ise Tolga’nın bir dinazor olup olmamasıydı. Sanırım istediğim cevabı da aldım. Ancak Stalin ve Lenin gibi katillerin yaptıklarını unutmamız ve affetmemiz söz konusu olamaz. Tarih olanları bize daima hatırlatacaktır.
Bu arada bir sınıfa dahil edilmek beni rahatsız ediyor (fevzacı gibi).İllaki bir şey denilmesi gerekiyorsa bu “Dış Mihrak‘çı” olabilir. Çünkü Dış Mihrak’ı elimizden geldiğince manifestomuzun dışa yansıması olarak meydana getiriyoruz Diğer hareketler ve gruplar ile farklı düşüncelere sahip olmak bizi onlardan ayırır.

KADIN: Aslında bu konuda öğrenmek istediklerim daha farklıydı. Sanırım hatayı soruyu yanlış sorarak yaptım. Asıl amacım kadın ve erkek arasındaki özyapısal (bu kelime sözlükte olmasa da yeterince açıklayıcı) farklılıklar üzerine bir şeyler duymaktı. Bu açıdan bakıldığında kadın ve erkek başka gezegenlerden dünyaya ışınlanmış birbirlerini tamamlayan iki farklı yaratık gibi geliyor bana. Gene aynı bakış açısı eşitlikçi bir görüşü samimiyetsiz ya da yanlış kılıyor. Tolstoy’un bu konuda ki görüşlerini beğendiğimi söyleyebilirim. Sadelik ve yalınlık Tolstoy’un en sevdiğim özelliklerinden biri ve Tolstoy bu özelliği kadına bakış açısında da kullanarak işin içinden gayet iyi sıyrılıyor. Birbirini tamamlayarak evrenin dengesini bozmayan bu iki tür bugün modern dünya adına genetik bilimini kullanarak dengeyi alt üst etmek istiyor ama kaosun buna izin vermeyeceğini anlayamıyorlar.

SANAT: Bu konuda Tolga benim söyleyeceklerimi gayet iyi özetlemiş. Tek ekleyeceğim Sosyal Demokrat Dadaistlerimize!!, Beyoğlu entellektüellerine ve Üniversite lerimizdeki kendilerini bildiklerinden beri sanat ile iç içe olan bu vatan evlatlarına başarılar dilemek.
AŞK: Bu karışık bir konu. İnsanın fikirleri her an değişebilir. Bu konudaki en sağlıklı fikirlerin aşık olunmadığı (Tek eşsiz olarak yaşarken de diyebiliriz) zamanlarda yumurtlanabileceği görüşündeyim. Eski tecrübelerime dayanarak aşk için eroinden daha tehlikeli bir uyuşturucu diyebilirim.(Bkz bazı Turgenyev romanları
En azından eroin’in öldürme ihtimali var. Ama aşk daima süründürür. İnsan ne tür bir deliliğin içine düştüğünü ondan kurtulduktan sonra anlıyor. Eğer gözün bir insandan başkasını görmüyor (hayvan da olabilir (Zoofili), her dakika onunla olmak istiyor, kendin için hiç bir şey yapmıyor ve düşüncen yüzeyselleşip gerçekleri görmeni engelliyorsa ÖL DAHA İYİ!!! Sanırım bu tanımın dışında başka bir aşk tanımı daha olmalı. Dizginlerin kaçırılmadığı ama an meselesi olduğu bir aşk. Her neyse ben böyle bir aşkı pek yaşamadım. Sonuçta burada yazılan aşk tanımları benim için böyle ve kimseyi bağlamaz. Üçüncü aşk tanımına şu an için girecek kapasiteye sahip değilim. Ama aslolan aşk o olsa gerek.
Tolga’nın bahsettiği legal parti ya da anarşist sloganı aşk ise herşeyi affeden aşk olsa gerek. Tolga ile bu konuda da aynı görüşleri paylaşıyorum. Benim aşkım ise herşeyi affetmez.

BEZE: 94 – 95’in bezeli günlerini bende görmek isterdim. Garip bir şekilde her geçen gün hayat biraz daha zevksiz ve eski günleri aratır hale geliyor. Belkide yaşlandığımız için böyledir. Ama dünyanın haline bakarsak bu biraz da normal.Herneyse umarım Serhat bezelerini ve Güzel Mecmuasını daha fazla özlettirmez. Bu diğer tüm işe yarar Fanzinler için geçerli. Cevaplarım bu kadar umarım sıkmamıştır.

Tuesday, March 13, 2007

Tribun Fanzin Arsivi

http://www.pisburun.net/betikyurdu/fanzin/index.htm linkinde bir kac adet tribun fanzinin taranmis halini bulabilirsiniz. Sitede bulabileceginiz fanzinler :
07 Gençlik
1717
1907 Genclik
Alkaralar
Anavarza
Ankara Üni
Cefakar Maraton
Deplase
Eski Acik Üni
Gencdas
Gencligimin Katilisin !
Kuva-i Kaf Sin Kaf
Pankart
Papazin Cayiri
Parcali
Sol Acik

Monday, March 12, 2007

Krakpot Diy Records Urunleri

FACED MOMENT MCD

Alman screamo grubu Faced Moment ilk demosundan sonra 5 sarki kaydetti. Akabinde bu 5 sarkiyi CDr formatinda yayinlamaya karar verdim. Yage ve Hot Cross sevenler icin birebir! Gruptan Fabi 2006'da Istanbul'u ziyaret ettiginde tanisabildik ve iyi ki boyle adamlar var dedik. Kapak calismasi Raein ve La Quiete davulcusu Michele tarafindan yapildi. 100 kopya basilan urunden hala bir kac kopya elde durmakta. Yayinlama yili 2006. Urun no 9. www.myspace.com/facedmoment
Download linki : http://rapidshare.com/files/20901846/Faced_Moment_MCD_2006.rar.html


SCREAMO COMPILATION CDr
"IT'S ALWAYS HARD TO PASS FINAL FIGHT STAGES!"


Baglantiya gectigimiz dunyanin dort bir kosesindeki screamo gruplarindan en sevdiklerimizi biraraya getirip bu mini compilation calismayi yayinladik. 100 kopya basildi ve elde bir kac kopya hala durmakta. Kapak resmini henuz tarayamadigim icin kapak erkegi Fikret Hakan'in baska bir fotografini koyuyorum kapak niyetine , tabi simdilik. Total 12 sarki ve 7 grup mevcut. Format CDr. Yayinlama yili 2006. Urun no 8. Compilation gruplari:
Raein
Black Line Fever
Faced Moment
Kill.Kim.Novak
Noisy Sins of The Insect
Daitro
Louise Cyphre
Download Linki http://rapidshare.com/files/20897947/Krakpot_Diy_Records_Screamo_Compilation_CDr_2006.rar.html


ENOLA - "FOREVER OR A MINUTE" CD

Lokal olarak Koln'de aktif olan Izmirli bir arkadasimizin gitar-vokal olarak yer aldigi Enola grubunu cok begendigimden oturu baglantiya gectim. Istanbul Kadikoy'de 2005'de Enola unplugged bir canli performans organize etmistim. Grup adini daha sonra Kent Coda olarak degistirdi. (telif haklari zimbrtisi)Bu CD'yi grup basti ve ben sadece Turkiye dagitiminda rol oynadim. Aslinda bir Krakpot release'i degil ama insanlara bu grubu tanitmak acisindan faydali olacagi kanaatindeyim. Zira bu topraklardan cikmasa bile Turk eli degmis en iyi "emo" grubudur kendileri. Cok da klas adamlardir. Total 10 sarki. Format CD. Yayinlama yili 2005. Urun no 7. www.myspace.com/kentcoda
Download Linki http://rapidshare.com/files/20907830/Enola-_Forever_or_a_minute_CD_2005.rar.html


PLANES MISTAKEN FOR STARS & IN BETWEEN & CANDY SNIPER & SINCE YESTERDAY 4 WAY SPLIT CDr
"PURE LOVE VIOLENCE"


Buyuk hevesle yayinladigim ama yayinladiktan sonra "tovbe" dedirten talihsiz bir release. "Bizim pmfs ile splitimiz var bilion mu" muhabetlerine konu olan ve tartismalar cikartan tatsiz tutsuz bir release. Ilk basta Dear Diary ile olacakti bu split hatta. Yan cizdiler sonra. Yer alan 4 grubun da su an farklilastiginin altini cizmek istiyorum. Elde kalan bir iki kopya var. Total 4 grup ve 8 sarki mevcut. Kapak calismasi Baris Not Design. Yayinlama yili 2004. Format CDr. Urun No 6.
Download Linki http://rapidshare.com/files/20895270/Planes_Mistaken_For_Stars-_In_Between-_Candy_Sniper-_Since_Yesterday_4_WAY_SPLIT_CDr_2004.rar.html


EQUALITY DENIED - "VILLAN HARDCORE" Demo CDr

Sanirim yayinladigim en guzel releaselerden biri. Isvecli komunist emotive hardcore-screamo tarzi do it yourself etigine sonuna kadar bagli ve alcakgonullu grup Equality Denied'in ilk ve tek demosu bu calisma zira grup daha sonra dagildi. 9 sarki barindiran bu demonun cikis yili 2002. Format CDr. Urun no 5.
Download linki :
http://rapidshare.com/files/20900181/Equality_Denied-_Villan_Hardcore_Demo_CDr_2002.rar.html


V/A COMPILATION VOL.3 double CDr
"HEARTCORE SOUNDS"


Tam bir karma CD. Total 50 sarki mevcut ve emo-metalcore-hardcore-punk tarzinda bir cok grup. Gercekten buyuk emeklerle cikardigim bir compilation ve elde kopyasi yok. Kapak calismasi Atican. Format double CDr. Yayinlama yili 2002. Urun no 4. Tracklist:
CD.1 TRACKLIST
1-Ambrose - "The Door Behind You"
2-Ambrose - "Watermiles"
3-Coheed and Cambria - "Delirium Trigger"
4-Taken - "A Coward For You"
5-Crash - "Swimming Cures"
6-Crash - "No One Is Scared"
7-Elevate - "Bridge"
8-Elevate - "Nervose"
9-Less - "System Of A Down"
10-River City High - "Just Wonderin'"
11-Joshua - "Hey Imagination"
12-Standstill - "Ride Down The Slope"
13-As I - "Single Celled Orgasm"
14-As Friends Rust - "More Than Just Music..."
15-Kafkas - "Lass Sie Leben"
16-Fallen - "Blue Disguise"
17-Not Enough - "Side By Side"
18-Dogshit Sandwich - "Dogshit Sandwich"
19-Dogshit Sandwich - "So Fuck U"
20-Pedestrian Crossing -"Arms Power"
21-Krombacherkellerkinder - "Friendz"
22-Lider-1 - "Crucifiacado"
23-Paranoya - "No One"
24-Cumshot - "Religion"
25-Yacöpsae - "Memories In Tomorrow"(Suicidal Tendencies Cover)
26-Jaylan(Ex_Devil Inside) - "Aug En Blick"
Download linki :
http://rapidshare.com/files/20918718/Krakpot_Diy_Records_Compilation_Vol.3_CDr_2002_cd_1.rar.html


CD.2 TRACKLIST
1-Daylight - "The Greatest of all Speeches"
2-Nothing To Prove - "We Must Change"
3-Nothing To Prove - "Scenario"
4-Equality Denied - "A-13"
5-Equality Denied - "Neolithic Structure"
6-Drive By Punch - "Changed"
7-Drive By Punch - "What If"
8-Just Went Black - "All Is Lost"
9-The Stereo - "Pay No Attention"
10-Broomfiller - "Decide Inside"
11-Piebald - "The Monkey Versus The Robot"
12-DxPxAx - "Bygones Be Bygones"
13-Instil - "Play My Character"
14-Day Of Contempt - "Day Of Contempt"
15-Not For Me - "System"
16-Not For Me - "Empty Words"
17-Lawstreet 16 - "No Answer"
18-Jason - "Marra De Cao"
19-Crickbat - "Para Siempre"
20-Hemp - "Fight For Right"
21-XenvisionX - "Best Of Times"
22-Woof - "No One's Guilt"
23-Class Action - "Stop Making Punk Rock Suck"
24-Grup Yorum - "Yürüyüs" (enst.)
Download Linki http://rapidshare.com/files/20925622/Krakpot_Diy_Records_Compilation_Vol.3_CDr_2002_cd_2.rar.html


LESS & CRASH SPLIT CDr
"... GET AWAY..."


Turkiye'de cikmis en kaliteli demolarin basinda Less - "Brains in Boots" demosu gelir benim icin. Less Izmirli politik emotive punk tarzindaki sarkilariyla Norvecli Crash ise emo-indie tarzindaki sarkilariyla splitte yer almakta. 20 sarki barindirmakta. 2 farkli kapagi mevcut. Ikinci kapak calismasi Atican'a ait. Yayinlama yili 2002. Format CDr. Urun no 3. Elimde kopya kalmadi. Less dagildi ve sonra tekrar toplandi, su an turkce indie-rock ayari bir seyler yapiyorlar. Crash adini The First Cut olarak degistirdi ve bir de album cikardi. Grubun vokalisti Arild'in Istanbul'u ziyareti sirasinda cok guzel vakit gecirmistik, cok mutevazi biriydi. www.myspace.com/thefirstcut www.myspace.com/lesstr
Download Linki http://rapidshare.com/files/20906360/Less_-_Crash_Split_CDr_2002.rar.html


V/A COMPILATION VOL.2 CDr
"WHERE THE REVOLUTION STARTS... 1=5+6"


156 fanzinin ilk sayisiyla beraber dagittigim ikinci compilation calismam. Bu sefer enternasyonel ve ekstrem hardcore bir hamle karsinizda. 2 farkli kapagi mevcut. Elimde hic kopya kalmadi. Total 23 sarki mevcut. Yayinlama yili 2001. Format CDr. Urun no 2. Icinde yer alan gruplar :
YACOPSAE
FATE
MASTIC SCUM
DROPDEAD
HATE
AGATHOCLES
INHUMATE
NOMENMORTIS
NAPALMED
WATERDOWN
DxPxAx
Download Linki http://rapidshare.com/files/20911925/Krakpot_Diy_Records_Compilation_Vol.2_CDr_2001.rar.html


V/A COMPILATION VOL.1 TAPE
"UNITY UNDERGROUND"


Icerisinde sadece yerli hardcore,punk,noise,metal gruplarini barindiran 15 sarkilik bir kaset compilation. Ilk calismam. Elimde cok az bir iki kopya var. Yayinlama yili 2001. Format kaset. Urun no 1. Icerisinde yer alan gruplari gordukten sonra nasil bir komedya ile karsi karsiya oldugunuzu anlayacaksiniz :) Tabi gruplarin yuzde doksani dagildi, bu da ayri bir not :
Radical Noise
CideSphere
Sapik Inek
Falldown
Handcuff
Found Deep
Pancake
Lynch Law
Dementia
Antisilence
Drain Of Impurity
Bastardz Fuckoff
Cadaverous
Leviathan
Suicide
Download Linki http://rapidshare.com/files/21053218/Krakpot_Diy_Records_Compilation_Vol.1_TAPE_2001.rar.html

Sunday, March 11, 2007

noisy sins of the insect konser afisleri ve kapak calismalari



grup logosu (by ercan)

KAPAK CALISMALARI



Noisy Sins of The Insect- "Automatic Suicide Machine"
Grup ilk kadrosuyla Eylul 2005'de 10 sarki kaydetti ve AMA Records bu demoyu demo cdr olarak basti. Eylul 2006 gibi tekrar AMA Records tarafindan basilan demonun kapagi da degisti ve yukarida gordugunuz ikinci baskinin kapagi. Ilk baski 68, ikinci baski 50 adet basilmistir.Ikinci baskidan uc bes kopya elde durmakta.

http://www.killedbynoise.xf.cz/pages/kbn41_en.htm adresinden alinti :

NOISYSINSOFTHEINSECT : “Automatic Suicide Machine“ CD.R
This is really not well done trial of apocalyptic screamo. Not well done because of the horrible sound and i really can´t understand how somebody can create such thing as here. Guitars are really inxpressive and vocals sounds like from the cellar of my neighbour´s house. And the short intros between songs are like an disturbing elements. Musically it´s ok, it´s slower emo hardcore with histeric vocals. It has so called "pro-suicide" atmosphere and sometimes it sounds a little bit into doom / black metal. I mean in the slower parts, but good is that it always turns into some faster music so it´s not so band. It looks like one man project, what can explain a lot of the things, but cover doesn´t include many informations, like line-up and things like that so we can try to guess right point. They are coming from Turkye and it´s really nice to see such bands coming from such country. I hope i will see you later guys and with much more better sound. (F)
www.noisysinsoftheinsect.cjb.net




Noisy Sins of The Insect- "Scientific Calculator"
O zamanlar grup firma arayisindaydi ve boyle bir unreleased cdr yayinladi. Icerisinde 19 sarki bulunmakta, 30 adet basilan cd tukenmistir.

http://www.shootmeagain.com/?section=reviews&read=661 adresinden alinti :

NOISY SINS OF THE INSECT
scientific calculator (autoproduit)


Ce disque est apparemment le premier à suivre leur démo...et semble être une deuxième demo ou quelque chose du genre. Enfin niveau du son, c'est ce qui semble en ressortir : un son de démo (dans lequel on entant beaucoup trop la batterie). Maintenant niveau de l'enregistrement je ne sais pas de quoi est équipée la Turquie, mais les groupes rock ne doivent pas faire partie de ceux les plus soutenu là bas! Enfin je dis rock mais le groupe joue plutôt hardcore hein! Un style même clairement screamo hardcore que je définirais entre FUNERAL DINER et ORCHID. Le groupe semble évolué dans un style proche de l'emo violence à l'allemande (Louise Cyphre, Danse Macabre, et autres). Cela sonne encore un peu jeune, mais cela sonne pas mal...mais actuellement on peut dire que le son n'est pas de leur coté non plus. Néanmoins le quatuor fait l'effort de nous balancer 9 titres pour ce « scientific calculator » plus les 10 titres de leur démo « automatic suicide machine ».
Pour les curieux vous trouverez du son sur leur espace : http://www.myspace.com/noisysinsoftheinsect ou encore sur http://www.hxcmp3.com/noisysinsoftheinsect
Enfin je vous invite à découvrir le groupe et à supporter la scène turque qui nous est fortement inconnue et cependant moins éloignée que celles des USA. Après chacun ce fera son idée sur le groupe!



Noisy Sins of The Insect'in Unreleased demo cd kapagi. Icerisinde 12 sarki barindiran bu cd, Izmir konseri icin basilmistir. Limitliydi ve tukendi.




O meshur s/t 7 inch icin hazirlanmis kapak. Ama ne yazik ki Amerikali bir firmanin ilk release'i olmasi beklenen bu plak asla cikmadi. Zach ve Kevin'e selam, yola devam... (kapak calismasi-ercan)




Yine bir turlu cikmayan baska bir release. W/ Daighila split kasedi. Utarid Tapes ve Yehonala Records'un co-operation olacak olan bu split ve Third Arm Records'tan yayinlanacak olan W/The Sparta Philharmonic spliti yakinda cikabilir... (kapak calismasi-ercan)



Grup dagildiktan hemen sonra Ukraynali Kisses and Hugs Records tarafindan yayinlanan bu diskografi cdr icerisindeki tum sarkilari ilgili diger topikten indirebilirsiniz. Total 25 sarki mevcut ve grubun eski yeni tum kayitlarini kapsamakta.

KONSER AFISLERI



18.9.05@sarpanita
w/ bleedmyselftonight / lifelock / missed clown

Ilk konserdi ve ilk kadroyla cikilmis tek konser. Konser afisi olmadigi icin konserle ilgili eldeki tek fotoyu koyuyoruz.



25.2.06@peyote
w/ missed clown / lifelock / truth we defend

afis calismasi: ercan



25.3.06@peyote
w/ allee der kosmonauten / margo tea company

afis calismasi: ercan




27.5.06@roots
w/ margo tea company / truth we defend / dj berbat zoksal

afis calismasi: ercan



31.5.06@roots
w/ leadershit / carbomba! / ykid

afis calismasi: ercan



10.9.06@dorock
w/ change of plans / proudpilot

afis calismasi: ercan




9.12.06@rena
w/ in between / jack in the box

afis calismasi: jack in the box




4.1.07@peyote
w/ kim ki o / change of plans

afis calismasi: berna




3.2.07@liferoof (son konser)
w/ kim ki o / proudpilot

afis calismasi: berna


Grup Fotograflari (by selin)








156 ve 268 fanzinlerine dair

Sevgili arkadaslar,

156, 268 ve Mr. Hermitiowitch ile ilgili bir iki aciklamada bulunmak istiyorum. 156 issue 6 sayi cikmis bir fanzindir ve tamami Ingilizcedir. 156 issue hardcore-emo-indie icerikli bir muzik fanzinidir ve artik cikmayacaktir. 268 newsletter ise Aralik 2001-Mayis 2002 tarihleri arasinda 6 ay boyunca aylik olarak cikarilmis Turkce hardcore-punk newsletteridir. Muzigin yanisira politik yazilar da barindirmaktadir. Fakat 268 newsletter'i 15-16 yaslarinda cikardigimi hatirlatarak o yaslarin vermis oldugu kafa karisikligini ve cocuklugu yer yer gormekteyiz. 156'da politik yazi yer almamasi da Ingilizce'ye cok iyi hakim olamamaktan ve dusunduklerimi yeterince iyi ifade edemeyecegimden dolayidir. 156'da genel olarak cok sevdigim gruplarla roportaj yaptim. Mr. Hermitiowitch ise tek sayi cikmis "Distrocunun el kitabi" adli yurdum aktivistlerini ilgilendiren ice yonelik bir calismadir. Yayinladigim fanzinlerin ne kadar iyi bir fanzin oldugu tartisilir zira kolaj tekniginden ziyade Microsoft Word programinin vasat bir kullanicisi olarak bilgisayarda tasarladigim fanzinler tasarim olarak pek iyi bir fanzin havasi tasimamakta maalesef.(cumleye bak) Yakinda yeni fanzin hamleleri gerceklestirecegiz. Siteye Krakpot Diy Records'un yayinlamis oldugu 9 urunu de muzik ve kapaklariyla beraber koyacagiz. Fanzin uploadlari da devam edecek.

Sizden ozellikle fanzin, konser afisi, flyer ve sticker taramalari bekliyoruz. Tesekkurler... Mr. Hermitiowitch

268 newsletter #6 & Efgan'Zine #1 Split Fanzin


268 newsletter#6 ve Efgan #1 split fanzin olarak 1 mayis 2002'de yayinlanmis ve icerisinde Yacopsae roportaji bulunduran bir materyal. Link: http://rapidshare.com/files/20545161/268__6.rar.html

268 newsletter #5


268 newsletter #5, Nisan 2002'de cikmis ve icerisinde bol bol kritik bulunduran bir newsletter. Link : http://rapidshare.com/files/20543816/268__5.rar.html

268 newsletter #4


268 newsletter #4 mart 2002'de yayinlanmis ve icerisinde Axak grubu ile Rott Fish grubu roportajlari mevcut. Link : http://rapidshare.com/files/20542209/268__4.rar.html

268 newsletter #3


268 newsletter #3, icerisinde Kirli Coraplar roportaji barindiriyor. Subat 2002 cikisli. Link : http://rapidshare.com/files/20540146/268__3.rar.html

268 newsletter #2


268 newsletter#2, Ocak 2002'de yayinlandi, Less roportaji mevcut. Buyrun download linki http://rapidshare.com/files/20538336/268__2.rar.html

268 newsletter #1


268 aylik olarak yayinlanmis bir politik hardcore-punk newsletter idi. Bu sayida Lifelock grubu ile yapilmis roportaji bulabilirsiniz. Format: A4 ,siyah beyaz fotokopi, Turkce. Iletisim krakpotdiyrecords@yahoo.com
http://rs38.rapidshare.com/files/20535495/268__1.rar

Saturday, March 10, 2007

TRUTH WE DEFEND VIDEOLARI

Yine Istanbul'un pata kute hardcore kulvarinin muhim grubu Truth We Defend grubundan 3 adet video :
Truth We Defend- "Into One"

Truth We Defend- "Truth We Defend"

Truth We Defend- "Burn A Fire"

YACOPSAE ISTANBUL KONSER VIDEOSU

Alman powerviolence grubu Yacopsae'nin Istanbul Kemanci'da vermis oldugu efsanevi ve unutulmayan konserinden Radical Noise cover "Actor Acts Well" adli sarkinin videosu:

GOT VIDEO

93 yili
Moribund Youth Noise Core Projesi

PROUDPILOT VIDEO

Istanbullu deneysel indie grubunun "His Story The Same" adli sarkisinin videosu :

ANALOG SUICIDE VIDEO

Istanbullu industrial-noise projesi Analog Suicide'in Astro ile birlikte sergiledikleri canli performanstan bir iki goruntu :

TAMPON VIDEO

Yerli punk grubu Tampon grubundan 1995 Gitannes Bar konserinden bir video:

DEAD ARMY BOOTS

Oncelikle Istanbullu punk grubu Dead Army Boots'un bir otobiyografisi niteligindeki su yaziyla baslayalim :

"Ben Tarkan, Dead Army Boots’un vokalistiydim

Ben Tarkan, Dead Army Boots’un vokalistiydim.1968 doğumluyum, bu piyasanın en eski elemanlarındanım. Bu piyasaya 1983’de girdim. O yıllarda piyasada punk olayı yoktu. Hatta Heavy Metal bile yoktu. Sadece Rock müzik ve tayfası vardı. Konserlerini bulabildiğimiz ve gittiğimiz gruplar: Asım Can Gündüz ve Ambulans, Kramp, Whisky, Devil ve daha sonra Pentagram.
O senelerde ilk olarak 1985 olsa gerek Headbangers kuruldu (Türkiye’nin ilk punk grubudur.). Soundları Sex Pistols, elemanlarından Bas gitaristleri İsmail ile iyi bir dostluğumuz olmuştur. O yıllarda sokaklarda 2005’de olduğu gibi mohikan hatta uzun saçlı falan dolaşmak çok zordu. Uzun saçlılara öcü gibi bakan toplum, mohikan dolaşan Headbangers’ın bazı üyelerine ve bizlere uzaylı gibi bakıyordu. Doğal olarak laf atmalar ve sonucunda kavga gürültü ile geçen günler.
Bir Headbangers konser anımdan bahsedeyim: Sene herhalde 1987 veya 1988. Eminönü Gülhane Parkı şenlikleri. Ağırlıklı olarak Müslüm, Orhan, Ferdi gibi arabesk sanatçılarının katıldığı bir etkinlikti. O sene ilk olarak Rock hatta Punk kökenli bir grup katıldı: Headbangers. Headbangers’ın çıktığı günün akşamı ve sonrası arabesk gruplar ve pop gruplar çıktı. Etrafta karışık bir seyirci topluluğu. Sahneye Headbangers çıktı ve konser başladı. “Suratına işemek istiyorum” parçalarını çaldıkları sırada, etraftan üzerimize ve sahneye doğru şişeler atılamaya ve küfürler yağmaya başladı. Sahne etrafı o zmanın punk seyircisi ve bu müziğe destek veren Rock seyircisi ile doluydu. Tabii arabeskçiler ve tabiri cayiz ise delikanlı geçinen ve kutlar vadisindeki tipler gibi giyinen ve davrana tipler ile kavra çıktı. Ortalık karıştı ama konser devam etti ve bitti.
En son olarak Headbangers’ı Açıkhava konserinde izledim. Herhalde 1989 veya 1990 ‘dı. Metafor, Kronik ve Blashfamus gibi gruplarla beraber sahne aldılar. Performansları mükemmeldi. Hele vokalistleri Bülent mühteşem bir yorum ve ses ile bir Anarchy in U.K. söyledi ki keşke her punk dinleyene bu yorumu ve bu grubu dinlemek nasip olsaydı.
Yine o yıllarda 1990’da Dead Army Boots ve Noisy Mob kuruldu.
Noisy Mob çok güzel bir gruptu. U.K.Subs ve Crass soundlarını andıran müzikleri ile bir çok konser verdiler. Bu grup elemanları ile aramız çok iyiydi. Hatta bir gün sadece seyircisiz bir Dead Army Boots ve Noisy Mob konseri verdik. Nasıl mı? Son olarak gruba katılan basçımız Murat’ın evi Fındıkzade’deydi. Tüm müzik aletlerini Davul hariç gitar, bas , mikrofon ve anfileri Teras kurduk ve Ritim box kullanarak, terastan Fındıkzade halkına tepeden kuşbaşı bir konser verdik. İnsanların aşağıdan yukarı bir bakışları vardı ki sorma. Yani birbirimize ve halka açık konser.
Noisy Mob’un Bilsak’daki konseri benim bildiğim son konserydi. Burada bas gitarda Headbangers’dan İsmail vardı. Hepsinin kafalar dumanlı, uçuk. Neredeyse yapılan pogodan üst kat çökecekti. Çok eğlenmiştik.
Bu arada birçok grup piyasadaydı: Cmuk, Tampon, Rashit, LSD (Eski Headbangers), gibi.
Artık biraz DEAD ARMY BOOTS’dan bahsedeyim:
Yıl 1989-1990 grup Gitarda Okan, Basda Aşkın, Davulda Okan ve Vokalde Metin olarak kuruldu. Asker Adam, Sikelim topunu zorla, Sikilmiş Amerika, Zaman kötü kolla götü, Anne, Feyzullah, Pis koku, Savaş savaş gibi besteler yanında cover olarak ise Exploited’dan Insanıty, Fuck a mood, I believe in Anarchy , Dead Kennedys’den California Uber Alles, Sex Pistols’dan Anarchy in U.K. gibi parçaları kendi yorumları ile çalıdılar. Gruba daha sonra ben katıldım. İlk konserimiz Eskişehir’deydi. Sene 1991-1992 falandı. İki vokal olarak çıktık. Hazy Hill ve Export ile sahne aldık. Export’un ardından biz sahne aldık. Bize 1 saatlik sahne vaad etmişleri. Tam sahneye çıktık ki, herifin biri geldi ve 20 dakika dedi. Ben çıldırdım. O kadar yol gel ve ilk konserinde 20 dakika sahne al. Olacak iş değildi. Hemen organizasyonu değiştirdim. Hiç cover çalmayacaktık ama iş böyle olunca azdırmak ve öne çıkmak için dayadık coverları. Ortalık dağıldı. Pogo, stagedive falan Eskişehir Punk Müziğine aç. Metalciler punker gibi dağıttılar. Arada azda olsa Punk tipler vardı. Konser bir sinemadaydı. İlk öndeki 3-4 sıradaki koltuklar paramparça oldu havada uçuşuyordu. Sanki Headliner grup bizdik. Çok iyi çaldık denilemez, hatta çok amatör çaldık. Akorsuz gitar, tek telli bas gitar, kafa dumanlı vokalistler ve elemanlar ile nasıl bir sound çıkar tahmin edin. Ama hiç kimse bunu önemsedi. Zaten Anarco-Punk’da budur. Hiçbir zaman Dead Army Boots kendini diğer punk grupları ile kıyaslamadı ve üstün görmedi. Her zaman yeni çıkan gruplara tam destek verdi. Hatta birçok punk grubu bizden daha iyi çalıyordu. Gerçi biz de az çalışmadık. Fakat konserlerde mevzuyu çok kaçırıp sahneye bu şekilde çıkınca, vur patlasın çal oynasın muhabbeti, sound ne çıkarsa herkezin bahtına. Yinede seyircimiz mükemmeldi. Hal bu iken bile her zaman bize destek verdiler ve hiçbir konserimizde yalnız bırakmadılar, hatta Athena Gökhan bile.
Eskişehir’e daha sonra aynı yıl bir kere daha geldik. Yanımızda İstanbul tayfası ile gittik. Bu konser üstü kapalı ve tahta iskemlerle dolu köhne bir çay bahçesindeydi. Konser yerine geldik, baktıkki sahne yerle bir şekilde, seyirci ile yan yana omuz omuz, davulun trampeti yok, küçük birer amfi ile çalışan gitarlar ve apsürt bir mikrofon. Bu gibi durumlara alışık olduğumuz için ve hiçbir zaman kapris olayımız olamadığından duruma el koyduk. Trampet arayışı başladı. Bir trampet geldi, içi toprak dolu ve çiçekli, yani saksıya dönüşmüş. Kardeşim okan bu tampet müsvettesini temizledi ve kurdu. Biz konsere başladık. Konser başından sonuna kadar pogo bitmedi. Sandalyeler kırıldı. Kavgalar çıktı. Konser durdu, tekrar başladı ve bitti.
Dead Army Boots ilk İstanbul Konser: Rapsodi Bar Beyoğlu 1993
Kadro yine aynı. Bu konser de Cmuk elemanları bize çok destek verdiler ve çok yardımları oldu ( Hikmet, Timur ).
Bu bar zeminde bir bardı halen mevcut galiba. Sahne yok seyirci ile sıfır (En çok sevdiğimiz sahne türüydü). Konser saatine 1 saat kala içeride adım atacak yer kalmadı biz bile çalmak için duracak yer sorunu yaşadık. Her zamanki gibi seyirci muhteşem. Bilmediğimiz ve ilk defa çaldığımız coverlar oldu. 1,5 saat kadar çaldık. Teypten punk müzik desteği ile inanılmaz bir punk party oldu. Ha! Yine kavga çıktı. Biz bu kavga olayına her konserimizde alışmıştık. Çıkmadığı zaman anormal karşılıyorduk. Zaten bu gibi agresiv bir seyirci kitlesi ve grup elemanları olan Dead Army Boot konser vermek için çok zor yer buluyordu. Mekan sahipleri grubu kavgacı ve saldırgan olmakla suçluyor parçaların aşırı küfürlü olduğunu söylüyorlardı. Çünkü, bir konser verdiğimiz yer bir dahaki sefere kesinlikle anlaşma yapmıyordu. Bütün konser organizasyonlarını ve afişlerini, dağıtımını ben yapıyordum.
Bir sonraki konser Gitanes Bardaydı (1993).
Bu konsere CMUK, Necrosis, ve Radical Noise ile çıkmıştık. En çok problemli konserdi. O gün Anneler günüydü. Osıralar Metalciler ile Punkçılar arasında sorun vardı. Yine de konsere her iki grupda gelmişti. Çünkü diğer gruplar Hardcore çalıyorlardı. Sikelim topnu zorla adlı parçamızı çalmaya başlamıştıkki, sahnenin hemen yanında Timur ve Hikmet (Cmuk) metalci tayfa ile kavga ediyorlar. Gerçi biz hiçbir zaman pun-metal ayrımı yapıp böyle olaylar çıkmasına kendimiz sebep vermedik fakat fanatik bir metalçi grubunun saldırısına maruz kalan arkadaşlarımıza sahip çıktık. Ben mikrofonun demiri il kardeşim okan zil sekpası ile giaristler ise eline ne geçerse konseri bıraktık ve sahneden konser seyircisi gibi kavgaya daldık. Ortalık çok karıştı. Polisler geldi. Konser iptal oldu. Olay Beyoğlu sokaklarına kadar taştı.
En son olarak Mandala Bar ( şu anki orta Kemancı) Konseri ile Dead Army Boots tarih oldu.
Bu konser de Mandala Bar’ın barmeni idim. Bu konseri de ben düzenlemiştim. Bizimle beraber LSD( eski Headbangers), ve ilk Punk konserine çıkacak olan Athena vardı.İyi bir konserdi. Bu üç grubu bir arada görenler çok şanslıyıd. Çünlü LSD ve Dead Army Boots’un son konserleriydi. Athena’nın şu zamanki gidişatı malum.
Dead Army Boots bittikten kardeşim Okan müziğe devam etti, Suikast-Tampon ve CMUK gibi gruplar ile çalıdı. Beraber 2 sene sonra yeni bir grup kurduk. Bu grup ile farklı tarzda müzikde yapsak, Dead Army Boots ruhunu kaybetmediğimizden, Asker Adam gibi kült parçaları ve bir çok punk&ska&oi parçalarını coverlayarak devam ettik ve birçok güzel konser verdik: Captain hook- Gitanes bar- Doors bar- Mimar Sinan konserleri gibi. Kardeşimle beraber aynı gün askere gitmemiz ile grup olayı bitti (1997–1998). "


Bunlar da videolar :
Dead Army Boots- "Itelim Topunu Zorla"

Dead Army Boots- "Anarchy In The UK (1992)&Asker Adam (2006)"

Dead Army Boots- "Asker Adam"

ASK IT WHY VIDEO

Yerli hartkor grubu Ask It Why'in "Pasta" adli sarkisinin videosu :

REGORGE VIDEO

Regorge grubu ile ilgili bilgiler daha sonra yer alacaktir. Simdilik Gitannes Bar'da 1995 senesinde cekilmis bu arsivlik video ile yetinin:

noisy sins of the insect discography cdr


Noisy Sins of The Insect, Temmuz 2005-Subat 2007 arasinda Istanbul'da aktif olmus bir screamo grubu. Kadro: Alper-vokal, Onur-gitar, Oguz-bas, Ercan-davul. Grubun kaydetmis oldugu tum sarkilari asagida bulabilirsiniz. Diskografi albumu edinmek isteyenler Ukraynali Kisses and Hugs Records ile iletisime gecebilir. Kisses and Hugs Records Grupla ilgili daha fazla bilgi icin : www.myspace.com/noisysinsoftheinsect

Noisy Sins Of The Insect- Discography CDR
1. Experiment 00 MP3
2. Experiment 01 MP3
3. Experiment 02 MP3
4. Cursed Day MP3
5. Lora MP3
6. An exit but it was useless MP3
7. The place in the hope MP3
8. Life on the pills MP3
9. Open Arm's Revenge MP3
10.There won't be a my life MP3
11.Dear god, i do't feel alive MP3
12.Dennis, i've got new shoes MP3
13.Experiment 03 MP3
14.Experiment 04 MP3
15.The place in the hope (demo)MP3
16.Cursed day (demo)MP3
17.There won't be a my life (demo)MP3
18.Dream connection between seat no 21 and seat no 44 (demo)MP3
19.End of a love doesn't mean end of me but i love to kill myself because i listen noise (demo)MP3
20.Simple death wish of a mental helpless during suffocation (demo)MP3
21.Sad mad boss josh frei and his bitch wife in cihangir (demo)MP3
22.My funeral in you and our memories (demo)MP3
23.Life on the pills (demo)MP3
24.Secret plan of the automatic suicide machine (demo)MP3
25.Untitled MP3

Albumu download etmek icin tiklayin

Noisy Sins of The Insect- "Open Arm's Revenge" @peyote, 4,1,07


Noisy Sins of The Insect- "Lora" @peyote, 4,1,07

2/5 BZ

Arkadaslar,
Bu postta 2/5 BZ afis ve fotokopi calismalarindan bir iki ornek var. Orjinal boyutta gormek icin resimlerin uzerini tiklayiniz. Iletisim ve sarkilari dinlemek icin : http://www.myspace.com/2serhat5bz
http://www.2-5bz.com/
http://www.myspace.com/gozelrecords
serhatkoksal ( at ) hotmail.com
serhatkoksal ( at ) 2-5bz.com






















2\5 BZ ile ilgili Tesmeralsekiz adli siteden alinti yazi :

Serhat Köksal
2/5 BZ 80'lere ait bir lise defterinin kenarına: "göz nuru el emeği ile bezeterek" karaladığım bir şeydir. Daha sonraları bu defter karıştırılırken dikkatimi çekmiş ve projelerimin ismi olmuştur. İlk üretim 1982 tarihinde yapılmış olan, "ping pong oynayan adamlar ve süperçöpmen ajda pekkan" adını taşıyan, defter çizgi film. 14-15 saniyelik bu filmi ortaokul ve lise yıllarımda çevremde göstermeye başladım. 1992'de ise bir şekilde istanbul da üç ay boyunca sergileme imkanı bulduğum bu filmi herkes "1 Lira" ödeyerek seyredebildi. Yine aynı yıllarda fotokopi kullanmadan, dört-beş adet üretilen ve orjinaline benzetilerek çoğaltılan, iki-üç sayfalık sarı kağıda yapılan, dergilerim vardı. Kasetleri çıkartmaları ve posterleri seri bir şekilde 1991'den itibaren üretmeye ve çoğaltmaya başladım. 1999 yılından itibaren, 2/5BZ'den ses ve video CD'leri çıkmaya başladı. İlk dönem albümleri arasında "Sizden Hesap Soracağız", "Opua Dışın", "Heeeeeyt" vardı. Son zamanlarda ise "Battal Ebru", "Ulonbay", "No Touristik No Egzotik İstanbul Cut-Up" gibi albümler ürettim. Basit teknik olanaklarla yetersizliklerden dolayı zorunlu olarak çalıştım. Mesela filmlerimi sadece iki VHS video kullanarak ürettim ve onlar bu şekli ile birçok uluslararası festivalde yer aldı. Beş saniyelik eski sampler aletimin imkanları yetmediği anlarda bu iş için çeşitli özel teyp bantlar kullandım.
Küçüklüğümde, yani 70'lerin ortası gibi, sinema salonlarında seyrettiğim bu filmleri, 80'lerin sonunda Topkapı'daki bit pazarında video kaset olarak yeniden elde etmeye başladım. Tüm bu malzemenin seslerini ve görüntülerini kendi yaptığım müziklerde ve montaj filmlerde kullanmaya karar verdim.Onları yeniden dönüştürdüm. Bu filmleri sevdim ve onlardan etkilendim ama yaptığım işlerde onlari yüceltmek veya yermek yerine; kurmak istediğim dünyaya veya söylemek istediğim söze aracı olarak görüyorum. Mesela 1991 yılında GAP TV'den görüntüleri çektiğim ve benim "Sema dans figürü" olarak algıladığım Battal Gazi'nin, ağaç dalına takılarak kılıcı ile pervane gibi dönme sahnesi beni her seyredişimde düşüncelere daldıran ve fikirler aşılayan bir görüntüdür. Bu Sema dansının günümüzde de cereyan eden Mevlana markete bir cevap olduğunu düşünerek filmlerimde kullanmışımdır veya Oryantal dansçı Etnik Marketizminin günümüzde de devam etmekte olduğunu düşünerek kolaj filmlerimde, genellikle Turistik ve Egzotik gezileri ile Etnik paranoya yaşatan James Bond'un 1960 ların sonunda İstanbul'da gecen macerasinda, ziyafet sofrasında seyrettiği dansözün eline silah alarak yumrukları ile "Etnik Markete Hayır, Egzotizm Hayır" slogani ile Bond'u tehdit etmesini mizansen etmişimdir.

Özellikle son dönem çalışmalarımda da kendi kameramla çeşitli geri dönüşüm efektleri yaratarak oluşturduğum görüntülerle dünya medyadasındaki bazı ses
ve görüntü materyallerini kendi fikirlerim doğrultusunda yeniden dönüştürüp,
kullanmaktayım.

"Güzel Mecmuası" 40'lardan günümüze dek birçok ana medya organının yazı dilinin tarafımdan istediğim yönde çarpıtılarak konu edinildiği; makasın, elle yırtmanın, uhunun araç olduğu, fotokopi dergidir ve her an her formatta çıkabilir.

1993 yılında 2/B 5Z yayın organı olarak yayın hayatına atıldı. Çıkardığım dönemlerde de, halen günümüzde de baskın olan; grup kurunca, dergi çıkarınca mutlaka "İngilizce bir ismi olsun" kompleksine karşılık bu dergiye "mecmua" demeyi tercih etmiştim. İkinci sayısında da "mecma" yaptım. İçinde Aziz Nesin'den Abdurrahman Palay'a kadar beni etkileyen birçok insan vardı ve onlarla yapılan bire bir görüşmeler mecmuayı şekillendiren en önemli malzemeydi. Benim çalışmalarıma bilerek veya bilmeyerek katkısı olduğuna inandığım birçok Türk film emekçisi; dublör, fantastik sinema yönetmeni, Türk seks filmleri ekipleri, dublaj sanatçıları, süper güçleri oynayan kostümlü oyuncular, ışıkçılar, Türk sinemasının canlı ses efektçileri, ses mühendisleri, Türk film dj'leri bulunuyordu. Onları bulup, onlarla görüşmeye gittiğimde, birçoğu ile ilk defa görüşüldüğünü fark ettim.

Güzel Mecmuası'nda da o yıllara kadar gündeme gelmemiş bu isimlerin çoğunun biyografilerini yayınladım. İbrahim Kurt, Tuncer Aydınoğlu, Cevat Okçugil,
Suudi Yılmaz, Hüseyin Zan bunlardan bazılarıydı.

90'lardan 2000'e diğer dönemlerde olduğu gibi aklımızın erdiği kadar bir şeyler yaptık. Posterler, çıkartmalar, kaset, albüm, Güzel Mecması ve bazen tek başıma bazen arkadaşlarımla yaptığım konserler... Fransa'da yayınlanan "Tribute The Disco" adlı toplama albümde, Rusya da çıkan Tribute the Coil ve İngiltere'de 66 yıldır yayınlanan "Peace News" adlı derginin çıkardığı toplama CD'de yer aldım. kendi imkanlarimla Gözel Records dan 2 tane bir bucuk karış boyutunda plak yaptım.

Bu plaklar İngiltere, Norveç, Japonya, lmanya,Fransda,İspanya,Amerika,Rusya,..da satıldı ve satılmaya devam ediyor.Ve kendi imkanlarimla ürettiğim albumler dünyanin bir çok radyosunda çaldı.

2/5 BZ nin ilk röportajı ve büyük kitlelerle karşılaşması 1994 yılında İstanbul'a gelen ve benimle 2/5 BZ ve Güzel Mecmuası hakkında BBC World Service adına görüşmek isteyen, John Peel ile oldu. Onunla görüştüğümde, kim olduğunu bilmiyordum; 1960'ların sonundan beri dünya çapında yaptığı işlerden dolayı; "alternatif müziğin büyükbabası" olarak anılıyormuş. Röportajın yanı sıra: "Türkiye'de dinlediklerim arasında en çok 2/5 BZ'nin müziğini sevdim," anonsu ile 1994'ten günümüze kadar çıkardığım birçok parçamı programlarında tanıttı. 2003 Mayıs ayında da 2/5 BZ ile BBC Radio 1'da "Peel Session" yaptı. Bu arada parçalardan bir tanesi Abdurrahman Palay'ın sesiyle "Niki bölü Beş BeZe" olarak başlıyordu. 90'ların ortalarında itibaren, John Peel dışında, yurt dışından birçok kişiden ve ülkeden ilgi görmeye devam ettim. Bazı parçalarım karışık albümlerde, röportajlarım da dergilerde yer aldı. Konser teklifleri almaya başladım .1999 yılından itibaren bunları değerlendirmeye karar verdim. 2001 yazında ufak bir İsviçre turu ve ardından 2001'in Aralık ayındaki altı ülkeyi kapsayan ve "NO Touristik NO Exotic" sloganını kullanmaya başladığım tek kişilik "2/5BZ birliği eurOPUA'da" turunu takiben tekliflerle röportajlar yağmaya başladı. Şu ana kadar 15 uluslararası (no internationalism art fetishizm anlayışı ile icra ederek) festivalde; Rusya, İtalya, Amerika, Almanya, Fransa, Belçika, Belarus, İsviçre, Polonya, Hollanda ve Avusturya'daki 60 şehirde, kendi müziğimi ve filmlerimi "No Etnik Market, No Egzotik" başlığı altında sunma fırsatım oldu. 2005 yazından itibaren ise 4 defa gerçekleştirdiğim 'Gegen Die Bridge' turlarımı 10 şehrindeki 20 ye yakın konserle gerçekleştirdim. Almanya, İran ve İsviçre'den bazı uluslararası deneysel filmlere müzikler hazırladım. Tahran ile ilgili olan bir tanesi geçtiğimiz yıllarda bir festivalde Alman "Arte" kanalından birincilik ödülü aldı. Çalışmalarımı hala İstanbul'da sürdürüyorum ve beni en başından beri destekleyen ve kahrımı çeken yurdumdaki ve ecnebi ellerdeki sevgili levhalara ve direklere çıkartmalarımı yapıştırmaya devam edeceğim. En son olarak ise Rusya'da çaldım ve önümüzdeki ay ise Tahran'da gerçekleştirilecek olan 'Depression' adlı sergiye katılacağım ve Berlin'de bilim adamı Tesla adına düzenlenen, ses ve video sanatı üzerine şekillenen bir projede misafir sanatçı olarak yer alacağım.

http://2-5bz.com

http://conkzine.2-5bz.com

http://gozel.2-5bz.com

Alintidir :
http://www.tesmeralsekdiz.org/havale_gecirme_deneyimleri/25bz_sayiklamalari.asp

Alakali bir baska link:
http://www.radikal.com.tr/diger/radikalart/25bz.php